1.NOKTA

Üç nokta (…)
İmlâ Kılavuzu – Türk Dil Kurumu Yayınları:525, Ankara, 1996

1. Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.
2. Kaba sayıldığı için veya başka bir sebepten ötürü açıklanmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur.
3. Alıntılarda; başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümlerin yerine konur.
4. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümünün okuyucunun muhayyilesine bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur.
5. Ünlem ve seslenmelerde anlamı pekiştirmek için konur.
6. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır.

2.NOKTA

merhaba
sana bir mektup yazmaya karar vereli ne kadar oldu hatırlamıyorum
o günden bu güne kaç mektubu yarım bıraktığımı da
hayatı noktalama işaretleriyle örnekleyen bir insanın yazılarında hiç noktalama işareti kullanmaması sana garip gelirdi
bunun nedenini anlatan bir mektuptu yazmak istediğim
olmadı
tıpkı o çocukluk aşkın şairin dediği gibi yarınımı sormak istedim

beni senden uzağa götüren ustama
ne zaman diye soruyorum
bıyıkları çıkacak çocukluğumun

olmadı
buradan geçince hangi noktaya gideceğimi de bilmiyorum

kimbilir

zaten belki de hayat üç noktalık bir yoldur

3.NOKTA

Ne zaman aşkla ilgili bir şey yazsam, üç noktaya sığınıyorum. Bütün aşıkların bir liman aradığını, o limanı bulduklarında da karaya çıkmaktan korktuklarını söylemişti bir yabancı. Bak, şu anda yabancıdan yaptığım alıntının başına üç nokta koymadığım için kendimden utanıyorum. Ya gerçekten en büyük “gerçek” rastlantıysa! Ya gerçekten bütün sözler bir rastlantı sonucu gelip yerleşiyorsa dilimize, kalemimize! Şimdi bütün bu yazdıklarım gerçekle mi ilgili yoksa aşkla mı? Nereden geldiğini bilemediğim bir takım sözler, bana aşk yerine gerçeği yazdırsa bile, yazdığımı okuyan kişinin bunu aşk olarak algılaması mümkün mü? Ne yazdığım değil nasıl okunduğu önemli. Ve bir kere daha aşkla ilgili bir şey yazmaya karar verdiğimde, üç noktaya sığınmayacağım. Doğrudan şöyle yazacağım: Üç nokta.